
UYSAD Genel Başkanı Cuma Hündür’den Çanakkale yazısı
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Çanakkale şehitliğinin platosunda mekan isimleri hala Osmalıcadır, bulunduğum derenin adını rehberimizden soruyorum ;
—- Burası osmanlıca inliyen veya ağlayan manasında “MECRUHİN” deresidir dedi…
Mecruhin (yaralılar) deresinin kenarındayız, deredeki inleyen yaralılarımızın anılarını
dinliyorum….
——Gel de dinle , dinlemeye kalbin yetiyorsa,
gözlerinde yaş kalabiliyorsa, boğaz’ın
düğümlenmiyorsa, dinleyebilirsin…
—-Doğrusu ben soru sormayı çook severim, lâkin ilk defa çok soru sormam gerekirken soru soramadım, dudaklarım mühürlendi, hayır! hayır! sanki dilim lâl oldu, sustum.
Sadece dinledim , ah! ah! bu inleyen deren’in acı hatıraları beni de inlettirdi arkadaş…
Kendime geldiğimde bir hatırayı
da ekleyerek yazacağım.. siz de dayanırmısınız?
—-Orasını bilemem…
—– Yaralılara; üstü keçe ile sarılmış, tahta parçası
veriliyormuş, ağrılar başlayınca keçeli “tahta aleti”
dişleriyle ısırarak sızılarını dindiriyorlarmış..
Böylece de yaralının dişleri de kırılmıyormuş….
—–We ante erhamar-ramiyn…..
Ya Rabb!….. Nolur ? ….
Bizi bir daha böyle savaşlarla imtihan etme..
Cuma Hündür